Estetik ve Tasarım Üzerine Bir Yolculuk

Gündelik Renk Uyumu Çabası
Estetik kaygısını ilk hisettiğim yaşlar sanırım mahallede Capoeira dansı yapmaya çalıştığım zamanlarda başladı. Giydiğim iki beden büyük beyaz cepli bol pantolonun üzerine ne giysem yakışmıyor diye hayıflandığımı hatırlıyorum.
Bu tür takıntılar, zaman içinde benim günlük rutinlerim haline geldi. Giydiğim kıyafetler, oturduğum sandalye, masa, yatak örtüsü, saat kordonu, şapka, kitap kapakları… Günlük hayatımda giydiğim, taşıdığım her şeyin bir harmoni içerisinde olmasına özen göstermek çoğu zaman yorucu gibi gözükse de böyle bir alışkanlığa sahip olmaktan mutsuz değilim. Aksine kendimi bu ayarlamaları yaparken daha planlı ve özenli hissediyorum.
İşin Maddi boyutuna girmeyeceğim çünkü bu söylediklerimin asıl olayı müthiş şeylere sahip olmadan da sade ve uyum içinde olabileceği. Sahip olduğumuz ya da olmak istediğimiz her şeyin bir düzene oturtulabileceği.
Tasarımda Estetik Kaygısı
Gelelim asıl konuya. Yukarıda bahsettiğim gündelik yaşantımdaki uyarlamaların yansıması dışında bir şey daha var ki tüm algımı ve estetiğimi geniş bir yelpaze gibi önüme seriyor. Tasarım! Kendimden yola çıkarak yaptığım işin, yaşadığım hayatın ve öğretilerim doğrusultusunda beni A noktasından B noktasına götürdüğünü düşündüğüm tüm detayları irdeliyor olacağım. Haydi Başlayalım!
Başlangıçta yaptığım projelerde estetik kaygısının pek önemli olmadığını düşünüyordum ve üzerinde de durmuyordum.. Bir nevi alaylı olarak mesleğe adım attığım için, yapacağım mesleğin sanatsal bir değeri, kaygısı gibi etkenleri deneyimleyerek öğrenecektim ileri ki zamanlarda. Asıl kaygım, bir projeyi, tasarlayıp, kodlayıp teslim ettiğimde parayı zamanında alamamaktı.
Kendi projemi geliştirmeye başladığım ilk günden beri, Tasarımın estetik görünmesi, belli bir matematiğinin olması ve bunun kullanıcı üzerinde kolay anlaşılabilir bir yapıda olmasına özen göstermeye çalışıyorum. Göze hoş gelen,
nesnelerin bir anlamı olan ve kullanıcı için de bir anlam ifade eden her unsurun ahenk içinde olması önemli.
Gösterdiğimiz bilgiler kadar, göstermediğimiz alanlarda zihinsel estetiği ve alışkanlıkları üzerinde etkilidir.
Kullanıcılar, hızlı aksiyon almak için uygulamanızı kullandığında aynı zamanda vakitte geçirmek isteyeceklerdir. Bunu sağlamak için gizemli noktaların oluşturulması ve vurgusunun yapılması gerekmektedir.
Birinci Perde
Tasarladığınız bir mobil uygulamanın, bir internet sitesinin, bir kataloğun, broşürün tasarım konusunda bir estetik taşıması önemli. Yazıların, görsellerin başlıkların, dipnotların, öne çıkarılan ürünlerin bir harmoni içerisinde dans ediyor gibi görünmesi değerli. Çünkü yaptığınız işi önce siz beğenmeli, içinize sinmeli diye düşünürüm. İçinize sinmeyen hiçbir işi sunmamaya gayret etmeli.
Ayrıntılara dikkat etmek, ince eleyip sık dokumak, bir karar alırken birden fazla kez düşünmek… Bu söylediklerim bir anda kazanılacak davranışlar değil. Ayrıca mükemmel biri de değilim, bu yönlerimin var olduğunu keşfettikten sonra geliştirmeye çalıştığımı not düşmek isterim. Psikolojik olarak dinginlik oluşturabilmek adına da yürümeyi, kitap okumayı, enstrumental müzikler dinlemenin de faydası olduğunu düşünüyorum
İkinci Perde
İkinci perde psikolojik savaş, baskı, maddi beklentiler ve zaman denkleminden oluşuyor. Bu denklemin her bir faktörü başlı başına bir konu ancak, bu maddelerin toplamı projenin estetik kaygısını baltalayan yegane unsurlar.
Neden mi ?
Freelancer olarak çalıştığınızı düşünün ve düzenli bir nakit akışınızın yaptığınız iş kadar olduğunu varsayın. Bulduğunuz her işi yapmak, tamamlamak ve paranızı almak zorunda olduğunuz için üzerinizde oluşan baskı, işin zamanında yetişmesi ve psikolojik olarak verdiğiniz geçim sınavı ilham perilerinizin ahenkle dans etmesinin önüne geçer. Bu her zaman olmasa da çoğu zaman stres yönetimini yapmaktan, estetik kaygınızdan uzaklaşırsınız. Bu maalesef ki gerçek!
Fakat durumlar böyle felaket silsilesine dönüşse de tam bu noktalar çok değerlidir. Farkında olmadan bu baskıda müthiş işler çıkartabilirsiniz ortaya. Zaman kavramı daha anlamlı gelir. Sabır ve iletişim konularında kendinizde eksik olan noktaları kolayca görebilirsiniz. Zor bir evredir ama sonucu muhteşemdir.
Farklı bir senaryo olarak da ister bir yazılımcı ister bir tasarımcı olun çalıştığınız firmalarda kendinizi rahat hissetmeniz, düşüncelerinize değer verilmesi, sunduğunuz argümanların arkasında durulması da çok önemli. Tüm bunlar sizin yaratıcılığınızı, odağınızı değiştirir. Gözlem yeteneğiniz sayesinde, bir çok farklı görüşü toplayıp, estetik, kullanılabilir ve sürdürülebilir işler ortaya çıkarabilirsiniz.
Tasarım Bütünlüğü ve Kullanılabilirliği
Tasarımın bütünlüğü ve kullanılabilirliğini sağlayacak en önemli etken değişimdir. Kullanıcı alışkanlıklarını deneyimlemek, yeni trendleri takip etmek, farklı platformlardan farklı uygulamalar, tasarımlar ortaya çıkarmak ufkunuzu genişletecektir.
Sizde değişime açık olmalısınız. ‘Tasarımın keskin çizgileri her zaman yoktur’ düşüncesini destekliyorum çünkü bazen tasarım da her şey değildir.!
Bugün hala Google Ads, API gibi platformlara girdiğinizde neyin nerede olduğunu anlamak çok zor. Bunu değiştirmekte çok zor. Bilin bakalım neden yapamıyoruz bunu? Çünkü Google tekel bir şirket dünyada. Bu sebepten kullanıcılar işlerine gelmese de bunları kullanmak zorundalar. Ayrıca ölçeklenmesi doğru yapılmamış çoğu projenin tasarımları kötüdür. Hızlı büyüdükleri içinde arkaya dönüp bir taşı kaldırmak onlar için zordur. Yani gözlerimizi kanatan tasarımlar gördüğümüzde bunun sebebi nedir diye bir kaç kez bir düşünelim derim.
Dipnot:
Evet tasarım önemlidir! Ama bazen o kadar da önemli değildir!
Kaygı olmalı ama kaygılı işler yapılmamalı!
Estetik düşünmeli ama gerçeklikten de uzaklaşılmamalı